bugün

entry'ler (3636)

neşet ertaş

spoiler
“Evet. Madem “şu, şu” dendi, ben Abdal’ım, neslim de Abdal. Yani şu Laz, şu Kürt, şu Çerkez, Tatar ise, beni zaten –ben söylemeden– karşımdaki söylüyor: “Abdallar” diyor, ben de “Evet, Abdal’ım” diyorum, “benim adımı sen koydun.” Ben diyorum ki, insan ve insanoğlu var. Bunlara ayrı ayrı isim takmak suçtur. Bu bir ayrımcılıktır, doğru değildir. Kim söylediyse suç işlemiştir. Bir aşağılık, bir yukarılık… Bu ayrımcılığın sonu kavgadır, kavganın kârı var mı?

Birbirine düşman olan Fransa, Almanya, öteki beriki gelmişler bir araya, insanca anlaşmışlar, sınırlarını açmışlar birbirlerine, ne güzel. Bütün dünya eninde sonunda birleşecek.”
spoiler

hüseyin nihal atsız

En meşhur faşistlerdendir. Aklı evveller pek sever.

uludağ sözlükle nasıl tanıştın

10-12 sene önce Ekşi çok boka sarmıştı, ordan kaçıp buraya geldim.
Burası ordan da boka sardı. Burdan kaçıp yeni bir hesapla oraya döndüm.
iki bok arasında daha az kokanı seçmek.

hiç yüz yüze gelinmeyen birine aşık olmak

hiç yüzüne gelinmeyen birine aşık olmak.

(bkz: yaran yanlış okumalar)

aleyna tilki dinleyen erkek

Gomis’tir.

uludağ sözlük yazarlarının yaşları

Haftaya bugün (bkz: yaş otuz beş)

kaş

(#39957631) tavsiye mektubu.

kaşa gideceklere tavsiyeler

kısacık bir kaş tatiline neler sığdırmalısınız:

kaş'ta geçirmek istediğiniz 3-5 gününüz var ve ne yapsam, nasıl etsem diyorsanız şöyle yardımcı olayım:
gitmeden önce yanınıza deniz ayakkabısı ve deniz gözlüğü / şnorkel almayı unutmayın. deniz ayakkabısı sizi çok rahat ettirecek zira denizi çakıllı ve meraklısıysanız kayalığı bol bir yere gidiyorsunuz. deniz gözlüğü de almalısınız çünkü canlı çeşitliliği ve deniz altı yaşamı açısından çok keyifli bir mecra.

uçak ile dalaman'dan gidecekseniz, gitmeden önce shuttle servisinizi internetten ya da telefon ile ayarlayın. zira dlaman/kaş servisini gitmeden ayarlmazsanız fethiye'den aktarma yaparak gitmek zorunda kalabilirsiniz ki bu da ekstra bir maliyet olmasa da ciddi bir zaman kaybına yolaçıyor.

öncelikle kalacağınız yer için fazla para harcamayın. havuzlu, bağlı bahçeli oteller için harcayacağınız parayı yediğiniz, içtiğiniz gezdiğinize ayırın. oteldeçok fazla zaman harcamayacağınıza iddiaya girerim. otel/pansiyonu ya da evi nereden tutsam diye düşünüyorsanız; kaş merkez'den yer bulmalısınız. iki temel sebebi var bunun: birincisi: kaş'ta gezeceğiniz yerler çok dağınık ve hepsine toplu taşıma ya da tekne ile gitmeniz gerekecek. bunun için de en iyi lokasyon merkez. çünkü dolmuşlar, otobüsler servisler vs... ikinci sebebi ise akşam etkinlikleri. kaş'ın çarşısı, yemesi içmesi ve kalabalığına merkezde kucak açıyorsunuz. her şey üç adım ötenizde ve çok daha keyifli oluyor. merkezde kalacak bir yer bulduysanız artık gezmeye tozmaya hazırsınız.

plajlar konusu:
- merkezde bulunan küçükçakıl / büyükçakıl plajlarını hepiniz duymuşsunuzdur. duymadığınız daha niceleri var. bu iki küçük koy tarzı plaj su sıcaklığı ile farklılık gösteriyor. uğrayıp görmenizde fayda var.

- bir diğer merkezi ve güzel plaj ise inceboğaz plajı. kaş'tan yarımadaya doğru giderke 5 dk uzaklıkta ve güzel bir kaç saat geçirebileceğiniz bir yüzme alanı. su sıcaklığı bildiğimiz akdeniz.

- gelelim herkesiz merak ettiği kaputaş plajı'na. kaputaş’a merkezden minibüslerle ulaşabilirsiniz, yaklaşık 20 dakikalık bir yolculuk olacak. kalkan ile kaş arasında kalan bu plaj geniş bir koy içerisinde bulunup, küçük çakıllardan oluşan ve kıyıda sağlam dalgaları olan bir renk cümbüşüdür. dalgalar ile kendinize güzel bir eğlence yaratabilirsiniz. ya da açılıp manzaranın tadını çıkartabilirsiniz. tavsiyem burası için bir tam gün ayırmayın. sabah erken gelip bir kaç saat keyfini çıkartmanız yeterli olacaktır. plaj girişinde bir tesis var. bilinenin aksine yiyecek içecek stoklayarak gitmenize gerek yok, her şey var. duş ve soyunma kabinleri de mevcut. kaş'taki bir çok plajda şemsiye ve şezlonga para ödenmiyor (inceboğaz gibi). kaputaş'ta şemsiye ve şezlong 20 tl civarında bir şeydi. buranın en güzel tarafı manzarası. denizinden ziyade seyri bambaşka. meşhur selfieleri ile bilinen bir sahil zaten. ancak yukarıdan bilinen o muhteşem manzarası kadar, yüzerken de dağlık bölgeyi seyretmek keyifli.

- yüzmek kadar hizmet de sizin için önemliyse sıradaki tavsiyem tam size göre: hidayet koyu. merkezden dolmuşla 10 dakika mesafede olan bu koy yarımadanın giriş kısmına yakın bulunuyor. işletme haline çevrilmiş ve blanca beach adında şu an. aynı zamanda halka da açık. kaş'ta zaten "bu plajı ben çevreledim başkası giremez" mantığı yok, her yer herkesin. işletmelerden ister faydalanırsınız, istemezseniz ise deniz benim kardeşim der ve havlunuzu serer oturursunuz.
gelelim blanca beach'e: yiyecekleri, içecekleri vs. gayet güzel. normalde bu tarz yerlerde bir şey yeyip içmeden bin kez düşünmek lazım ama korktuğumuz gibi olmadı. burada ah vah edildiği gibi leş bir yer de değil. hidayet koyu'na gelecek arkadaşlar için önerim sabah 08:00 dolmuşuna binip gelmeniz. hem iyi bir şezlong bulmak hem de kalabalıktan önce denize girmek için erken saatler muazzam. zaten 10:00'dan sonra bırakın iyi bir yeri, her hangi bir yer bulmak çok zor. hidayet koyu'nun denizi diğer bir çok yer gibi çok berrak ve sığ yerler taşlı. burada muhakkak deniz gözlüğü bulundurun çünkü balıklarla ve hatta şanslıysanız caretta carettalarla birlikte yüzeceksiniz. gözlüksüz bile göreceğiniz size eşlik eden irili ufaklı balıklar çok keyifli bir yüzme olanağı sağlıyor. dalmak için de uygun bir yer ve sık sık gelen dalgıç tekneleriyle (yapacağınız ödemeler karşılığı ) tüplü de dalabilirsiniz. iki kişi, tam gün burada zaman geçirerek: kahvaltı, içecekler, öğle yemeği, şezlong - şemsiyeler vs. 150 tl gibi bir fiyat ödedik burada. 75x2 yani.

- bir diğer muhteşem yer ise bilal'in yeri. bu plaj yine bir koy ve tekne ile ulaşım sağlanıyor. limanağzı mevkiinde bulunan bilal'in yeri'ne ulaşmak için (sabah 09:00 tekne servisi başlangıç zamanı) kaş merkez limandan tekne servisleri var. gidiş dönüş 20 tl olan biletler alıyorsunuz ve bu paraya şezlong ve şemsiye de dahil. biletinizi kaybetmeyin, dönüşte tekne kaptanına veriyorsunuz. tavsiyem yine sabah ilk servisle gitmeniz ve zevkinize göre bir yer bulmanız yönünde olacak. zira burası hidayet koyu'ndan da çabuk iyi yerleri hatta tüm yerleri tükenen bir plaj. yine yemek içmek isterseniz gayet güzel bir hizmet anlayışları var ve en güzel yanı müzik yok. hem dağın, tepenin keyfini hem de denizin keyfini daha güzel yaşayacaksınız. denizine gelince tek kelimeyle muhteşem. kano binmeye meraklıysanız, kendinize güzel bir baraka ya da şezlong seçtikten sonra, henüz kalabalık olmadan kanoyu alıp şöyle bir açılmanızı tavsiye ederim. zira daha sonra kuyruk beklersiniz. burada da ulaşım + şemsiye vs. + içecekler vs. + öğle yemeği iki kişi 140 tl civarında bir para ödedik. ekstraları da vardı. gittiğiniz yerlerde sadece şezlong şemsiye ya da bungalow a geçip kendi yemeğinizi içeceğinizi de getirebilirsiniz isterseniz. burayı da muhakkak görmeli ve yüzmelisiniz.

- merkeze 40-45 km uzaklıktaki patara'yı zaman bulursanız ziyaret edin. yine merkezden minibüslerle ulaşmanız mümkün buraya da. kumsalı için düzülen methiyeleri görmeye biz mashar olamadık, size kısmet olsun.

- gelelim bir tam gününüzü ayırmanız gerekecek olan ve şahane koylarda yüzebileceğiniz bir diğer olanağa. kekova / kaleköy tekne turu. bu tekne turu sabah 09:00 - 10.00 arası başlayan ve akşam 18:00 civarına kadar süren, sizi bir çok koy ve irili ufaklı adalara götüren bir tur. örneğin akvaryum koyu muhteşem deniziyle ipek gibi gelecek size. tur esnasında bir çok koy görecek, antik şehirleri ve kalıntıları hatta mağaraları ziyaret edeceksiniz. son olarak da kaleköy'de yaklaşık bir saat kalacak ve bu güzel tepecik adada keyifli bir tur atıp, muazzam bir dondurma yiyeceksiniz. (dondurmacı tavsiyesi: ı am here. meyvelerin tadı hâla damağımda) tekne turlarına mesafeli yaklaşan biriyseniz bile, kaş'ta bu tura fırsat tanıyın. kesinlikle pişman olmayacaksınız. sayısız tur acentesi var burada, gezip bakabilir konuşabilirsiniz. biz bir blog tavsiyesine uyarak xanthos tur'u kullandık ve çok da memnun kaldık. çarşı merkez'de old house pub'ın hemen arkasındaki sokakta bulunan bu işletme çistak çistak müzikler çalmayan, tarihi ve doğayı doğru dürüst anlatan rehberlerle yola çıkartıyor sizi. öğle yemekleri de gayet güzel. iki tekne kullanıyorlar: biri çocuklu aileler diğeri çiftler gibi. bu yüzden kafanız da rahat edecek.

- sahip olduğunuz tatil günü sayısına göre yukarda saydıklarım muhakkak görmeniz ve denizine bakmanız gerekenler, daha fazla gününüz varsa eğer seçenekler de çoğalabilir. yarımadada bir tur atmak, kaş’tan dolmuşla kalkan mahallesine doğru uzanmak gibi. (kalkan / kaş arası da yaklaşık 40 dk bir mesafede bulunmakta. )
bu yazıda bulacağınız tavsiyeler kısa bir kaş gezisi için muhakkak görmeniz gereken yerleri içeriyor. buralar dışında öyle çok yer var ki. inanın hepsine yetişmeye çalışmak yerine her gün başka bir kısmının tadına varıp, bir sonraki gelişinize de kalanları bırakmanız daha mutlu edecek sizi. zira bir tarafınız mutlaka kaş’ta kalacak ve zaten tekrar gelmek isteyeceksiniz.

gelelim yeme içme konusuna:

- hemen ilk aklıma gelen yer: bi'lokma (anne'nin mutfağı). şimdi ikinci bir tane (pazar yerinin oraya) açılmış da olsa çarşı merkezdeki olanı muhakkak ziyaret edin. lezzetli ev yemeklerini muhteşem manzarası ve güler yüzlü ortamıyla tadacaksınız. bir anne ve kızı ile başlayan bu işletme gerçekten çok güzeldi.

- bir diğer lokanta ise (fazlasıyla önyargı ile gittiğim ama hiç öyle olmayan) enişte'nin yeri oldu. burası bir et ve pide lokantası. etleri ve pişirimleri muazzam. salatalarında kullandıkları (gavurdağı) zeytinyağının tadı hâlâ damağımda.

- bir başka restaurant ise çarşı merkezde bulunan carnivore steak. burası adından da anlaşılacağı gibi yine bir et lokantası ama enişte'nin yeri gelenekselliğinde değil. etleri ve salataları muhteşem. kaşarlı mantarlarının lezzetine bayıldık.

- bir çok yer var ancak son olarak ise bir meyhane tavsiye edeceğim: nereid meyhanesi. balık yemek için değil meze yemek ve bu ortamda kadeh kaldırmak için mutlaka gidin. bir kaç mezesi özellikle benzersiz. kendilerine has tatları ve lezzetleri var. çok da iyi bir işletme. bir küçük parantez açayım burası için: rezervasyonla gitmeniz sizin yararınıza olacaktır. hem manzaralı bir masa bulursunuz hem de çok ayakaltında kalmamış olursunuz *

yemeği yedik bir barda oturup laflayalım birbira içelim derseniz dejavu'yu öneririm. alaçatı club'larından bozma bir adı olsa da kendisi öyle bir yer değil. manzarası da gelen giden insanları da gayet keyifli.

akşam yürüyüşlerinde her tatilci gibi elimde bir dondurma olsun derseniz; çarşının belediye tarafındaki nur pastanesi'ni denemenizi tavsiye ederim. limonlu, kavunlu ve karadutlu dondurması çok lezzetli idi. bir de yanık dondurmaları var. çok farklı bir lezzet. kazandibini andırıyor tadı. bir tadına bakmalısınız onun da.

eski çarşı içerisindeki kral mezarına (ki benzer yapıları bolca göreceksiniz çevrede), ve gün içerisinde fırsat bulursanız limanın sağ tarafında ve merkeze 200-300 metre yakınlıktaki antik tiyatroya muhakkak zaman ayırın. hatta bir küçük tavsiye; yıldızları izleyip başınızı bin yıllık taşlara yaslamak istiyorsanız hava iyice karardıktan sonra gidin.

yeterince zamanı olanlar ve araç sıkıntısı olmayanlar için bir kaç bonus:
dönüş yolunda zaman bulursanız xanthos antik kenti'ne, letoon'a, o muhteşem saklıkent kanyonu'na ve illa ki fethiye'den geçerek kelebekler vadisi'ne bir selâm vermenizi öneririm.

likya yolu'na ayak basanlara selâmlarımla.

ülkü tamer

Ülkü Tamer’in bana müsaade deyişiyle, Cemal Süreya bir kez daha gitti sanki. Kaçıncı uğurlayışım bilmiyorum. Yaşar Kemâl’i hâlâ uğurlayamadım örneğin.
Bazı insanlar bir seferde uğurlanamıyor.
Ülkü Tamer de şurada bir yerde meselâ, hâlâ müsaade istiyor.

newroz piroz be

içten gelen bir kutlama bu. lâf sokmak, kışkırtmak, ötekileştirmek yok içimizde. seni ayrıştırmak için değil, aksine dahil etmek için. barışı sev, doğayı sev, insanı sev, kucakla özgürlüğünü. ön yargılı olma. basmakalıp tek düze insanlardan ayrış ve korkma. sen de sahiplen bugünü, bu günü, bu baharı, sevinci. başını kaldırmamanı isteyenlere aldırma; öğren, umut et, paylaş, gülümse. aynı toprağa basan şu ayaklarımız için, başımızın üzerindeki güneş için yanıyor bu ateş, gel sen de sevin tüm talihsiz bilgilerinin, anlayışların, tablet gibi sana yutturulan ideal ve ideolojilerin ve toplum baskısının ensendeki hissinin inadına.
ayrışma, gel kendi renginle katıl! bahar geldi.

hayaller ve gerçeklerin çok farklı olması

Hayallerle gerçekler arasında düşündüğün gibi çok mesafe yok aslında.
Evinden kalkıp işine gidene kadardır ancak.
Şöyle ki:

Otobüs kuyruklarında şarkılar dinliyor, sözlerine ritmine kanıyorsun.
Minibüs koltuklarında kitaplar okuyor, her bir kahramanı için seviniyor, üzülüyorsun.
Olaylar, fikirler karşısında kendine de bazen kızarak kafa yoruyorsun.
Yaşar kemâl örneğin, tutuyor sevimsiz patronları şikayet ediyor sana, sait faik bir mahalleyi anlatıyor; içlenip nerede bu mahalle diyorsun, üstelik sokak adları da pek tanıdık. Şuracıkta.

‪Ya kitapların satırlarında ya da bu işte bir yanlışlık var, fark ediyorsun. ‬

‪D(erken): Durakta inecek var. ‬
‪Plaza camlarından dışarı bakarken, hangi hayâldi o kaybolduğun, anımsamıyorsun.‬

Üzülme, yarın sabah tekrar hatırlayacaksın.

uyumadan önce kurulan hayal

Ben yastığımın altına koyarım hayallerimi, benden gayrı bilen de olmaz. Çünkü bilinirlerse kaybolurlar, utanır sıkılır kaçarlar bilirim. Uykuya dalmışken, arada bir elim yastığın altına istemsiz gider. Bir gün olsun şikayet etmediler kendilerine alacakaranlıkta temas etmeme. Gerçekleşirlerse de orada öylece kalırlarsa da canları sağ olsun. Günaydın.

bu sözlüğün en kötü yanı

Son bir kaç yıl için: tercih eden/edilen bir çok yazarı.

anın görüntüsü

görsel
Ben yoruldum hayaaat, gelme üstüümeeğğ...

stalk

Bunu çok bir marifet sanan, yapıp yapıp gülerek anlatan kalabalığa hayretle bakıyorum bazen.

Bak arkadaşım :
Eski sevgililerinize çok meraklıysanız, yenisinden uzak durun. Bunca kalp kırmaya, can yakmaya lüzum yok.

Bir üst versiyonu için ise:
Bunca zaman sonra hâlâ mı ulan? Ayıptır be.

yazık

Koca bir dünyayı, toz kadar değeri olmayan şeyler için mahveden insanların ardından, insanın içi titreyerek söyleyebildiği tek söz.
Dünyanın en ağır kelimesi.

kombinas kombinas kombinasko

Bu nadide eseri dinlerken her defasında iki damla yaş akar gözümden.
Ki!
Ko!

gece tv nin sesini son ses açan gerzek komşular

Her açan gerzek değildir. Evet durum sinir bozucudur ancak anlayışlı olmak gereken durumlar da oluyor. Şöyle ki başlığa konu olan durum yıllardır yanıbaşımdadır. Beşiktaş’ta eskice bir apartmanda, apartmanda da eski komşularım var. Hâl böyle olunca, kulaklardaki maraz da en az apartman kadar problemli oluyor
Kapı komşum teyze örneğin, kendisi çok zor duyuyor ve pek uyumuyor. Televizyonu günün çok büyük bir kısmında açıktır ve ben de hemen yan odadan canlı olarak takip ederim. Haberleri radyodan dinlemek gibi geliyor bazen. Ah bir de şu boktan dizileri izlemese...

erkeğe yakışmayan hareketler

Her boku erkeğe özgü, kadına özgü şeklinde ayırmak.

furkan bölükbaşı

Bu herifi ekşi’de gördüğüm yetmedi, sıra buraya mı geldi?